Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye ihtilafını diyalog yoluyla çözme çağrılarının eski rejim tarafından küstahça reddedildiğini ve Türkiye'nin uzattığı elin değerinin bilinmediğini belirterek, "Suriye’nin toprak bütünlüğünün mutlaka ama mutlaka korunması gerekiyor. Suriye tüm etnik, dini, mezhebi kimlikleriyle Suriyelilerindir. Suriye’nin bugününe de, geleceğine de karar verecek olan Suriye halkıdır. Komşuları ve kardeşleri olarak bize düşen Suriye halkının ülkelerini yeniden toparlama, yeniden ayağa kaldırma, yeniden mamur etme çabalarına güçlü bir şekilde destek olmaktır" dedi. Erdoğan, Türkiye'nin sınırlarının ötesinde yeni terör çıbanbaşlarının ortaya çıkmasına göz yummayacağını da vurguladı.
"Suriyeli muhacirlere 13 yıl boyunca Ensarlık yaptık"
“Kalbimizin bir yarısı Antep’se, Hatay’sa, Şanlıurfa’ysa; diğer yarısı Afrin’dir, Halep’tir, Hama’dır, Humus’tur, Şam’dır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihin ve coğrafyanın hatırlattığı bu gerçekleri son 13 yıldır ülke ve millet olarak bizzat yaşadıklarını, bilfiil tecrübe ettiklerini ifade etti. Erdoğan, ”Komşumuzun evinde yangın çıktığında ilk koştuğu yer biz olduk. Devrik rejimin ve terör örgütlerinin saldırılarından kaçan Suriyeli kardeşlerimiz, canlarını kurtarmak için ilk önce bizim kapımızı çaldı, bize sığındı. Bir dönem nüfusu 3 milyon 700 bine ulaşan ancak şimdi sayıları 2,9 milyona düşen Suriyeli muhacirlere 13 yıl boyunca biz Ensarlık yaptık. Bunu da açık söylüyorum, yüksünerek, şikayet ederek değil, inancımızın ve komşuluk hukukumuzun gereği olarak memnuniyetle yerine getirdik. Yüzyıllardır mazlumların eman bulduğu bu ülke, Allah’a hamdolsun Suriyeli mazlumlara da güvenli, korunaklı, müşfik bir liman oldu” dedi.
Bu emsalsiz misafirperverliğin insanlık tarihine altın harflerle yazılacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Türkiye; zor bir dönemde, zor bir imtihanı alnının akıyla vermeyi başarmıştır. Türk milleti, kara günlerinde Suriyeli mazlumlara kucak açmasının izzetini bir şeref payesi olarak ebediyen taşıyacaktır. Bugün bir kez daha muhalefetin kışkırtmalarına aldırmadan mazluma kol kanat geren necip milletimin her bir ferdine teşekkür ediyorum. Cumhur İttifakı'ndaki ortaklarımıza bu süreçte sergiledikleri merhametli duruş için aynı şekilde şükranlarımı sunuyorum. Fakat, oy hesabıyla nefret söylemlerine başvuran ırkçı lümpenleri, vatanını kaybetmiş yetim ve öksüzlere kin kusan vicdan fukaralarını, sırf Mecliste 3-5 koltuk kapabilmek uğruna faşizmin en pespaye biçimine haftalarca sessiz kalanları ise önce Allah’a, sonra haklarına girdikleri Suriyeli mazlumlara ve elbette maşeri vicdana havale ediyorum. Suriye’de zalim Esed rejimiyle beraber ülkemizde mülteci düşmanlığını körükleyen necis zihniyet de kaybetmiştir. Burada şunu özellikle vurgulamak istiyorum: Suriye’yi etkisi altına alan kuvvetli değişim rüzgarının başta muhacirler olmak üzere tüm Suriye halkı için hayırlı sonuçlara vesile olacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.
0 Yorum