DÜNYADA BİLİNEN İLK MUTFAK KÜLTÜRÜNÜN ADRESİ ŞANLIURFA

Anadolu Gastronomi Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Ünlü Şef Ömür Akkor, Karahantepe’de 11 bin 500 ila 12 Bin yıl önce insanların bir araya gelerek yemek yapma ve yemek yeme kültürüne sahip olduğunun laboratuvar raporlarınca kanıtlandığını ve bilinen daha eski bir oluşumun dünya genelinde kayıtlara geçmediğini söyledi.

5

Anadolu Gastronomi Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Ünlü Şef Ömür Akkor, Karahantepe’de 11 bin 500 ila 12 Bin yıl önce insanların bir araya gelerek yemek yapma ve yemek yeme kültürüne sahip olduğunun laboratuvar raporlarınca kanıtlandığını ve bilinen daha eski bir oluşumun dünya genelinde kayıtlara geçmediğini söyledi.

Şanlıurfa’da 10 farklı bölgede kazı çalışmaları süren Taş Tepeler Projesi, her geçen gün heyecan veren yeni bir gelişme ile gündeme gelmeye devam ediyor.

Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak öncülüğünde başlatılan Gastronomi Projesi’nin değerlendirmesini yaptıktan sonra bölgedeki gastronomik olgularla ilgili bir açıklama yapan Ünlü Şef Ömür Akkor, kayıtlara geçen ilk mutfak kültürünün izlerine Karahantepe’de rastladıklarını ve bunun laboratuvar raporlarıyla kanıtlandığını ifade etti.

“Şanlıurfa Mutfağında Geçmişin İzleri Var”

3 yıldan bu yana Taş Tepeler Projesi ekibinde yer alarak önemli çalışmalara imza atan Ünlü Şef Akkor, “Taş Tepeler Kazı ekibinde bulunmak ve özellikle geçmişteki insanların izini sürmek müthiş bir duygu.  O gün burada ocak yapılması, buğdayın öğütülmesi, ekmeğin yapılması, kap kaçağın yapılması kısaca 12 bin yıldır kesintisizliğin başladığı noktada bulunmak eşsiz bir deneyim. Çünkü biz 12 bin yıldır dünyada kesintisiz hayatı yaşayan bir toprak parçasını henüz bulamadık. Bu yönden Şanlıurfa ve Taş Tepeler Projesi çok önemli. 12 bin yıl önce başlayan hayat burada hala devam ediyor. Bugün çarşıda yediğimiz ciğer kebabında da, fırın ekmeğinde ya da günlük hayatta yediğimiz içtiklerimizde bir şekilde geçmişin izi var. Yine Şanlıurfa buğdayın anavatanı. Şanlıurfa’da yetişen buğday, Karacadağ eteklerinde yetişen pirinç yani endemik bakımından da, yemek kültürünün bugüne gelmesi adına da çok önemli bir yerdeyiz. Ben aynı zamanda şefim. bu atmosferde bulunmak benim için ayrı bir deneyim oluyor” dedi.

“20’ye Yakın Üniversite ile Entegre Çalışıyoruz

Kazı çalışmaları ile birlikte geçmişte insanların nasıl beslendiğini, bu beslenme şeklinin süreç içerisinde nasıl değişime uğrayarak bugünlere geldiğini araştırdıklarını da sözlerine ekleyen Ünlü Şef Akkor, “Geçmişte insanlar ne yedi, süreç içerisinde bu nasıl değişti ve bugün ne yiyoruzun karşılaştırmasını yapıyoruz. 20’ye yakın üniversite ile entegre bir şekilde çalışıyoruz ve Prof. Dr. Necmi Karul hocamız bizler için büyük bir şans. Bu sene buluntu raporlarında ekmek olduğuna dair bir bilimsel rapor hazırlandı. Biz zaten Taş Tepeler Kazı çalışmalarında çok sayıda öğütme taşı buluyorduk. Yine bunların etrafında buğday kesmek için kullanılan oraklar buluyorduk. Bu gelişmeler, burada bir ekmek yapma faaliyeti olduğunu kanıtlıyor, bu laboratuar raporlarıyla da ortaya çıktı” şeklinde konuştu.

“Dünyada Karahantepe’nin Bir Örneği Yok”

Akkor konuşmasının ilerleyen bölümlerinde bölgenin kesintisizliğin başlangıcı olduğunu sözlerine ekleyerek “Biz, en son Mısır’da 3 bin yıllık diye biliyorduk ama sonra 8 bin 500 ile Çatalhöyük’e geçti ve nihayetinde 12 bin yıl önce burada Karahantepe’de ekmek yapıldı, bu laboratuvarda ıspatlandı. 
Dünya şuanda Şanlıurfa’yı merak ediyor. Bizim burada yapacak daha çok işimiz var. Yine çok sayıda farklı besin maddesi buluyoruz. Bu sebeple de burası dünyada kesintisizliğin başlangıcı. Ama kesintisizliğin en başında beraber yemek yapma, beraber yemek yeme, hanelerin içerisinde mutfak koyma, kap kaçak yerleştirme gibi şeyleri görüyoruz. Dünyada bundan daha başka böylesine kesintisiz bir yer yok. Önümüzdeki sezon için urfaya hem fastronomik adına hem de kültürel anlamda dünya üstünlüğü sağlamak. çünkü burası kesintisizliğin başladığı yer. O gün burada başlayan hayat hala devam ediyor. Dünyada tüm insanların yaşam sürecini 24 saat kabul edersek, biz Karahantepe’de 23 saat 55. dakikadayız. Ama 23 saat 55. dakikadan sıfıra geldiğimizde artık uzaya çıktık. Yani o 5 dakikada burayı bulup, buğdayı evcilleştirip yerleşik hayata geçip üzerine artı zaman bırakıp şimdi neler yapabiliriz diye düşünüp uzaya geldi. Ama o 23 saat 55 dakikada avcı toplayıcıyı yaşadı. O yüzden çok özel bir bölgedeyiz. Günümüz yemekleri için de şunu söyleyebilrim. Bazen Urfa yemekleri acı ama herkes acı acı diye Meksika yemeklerini yiyor. Tabiki acı ama buranın acısı Türkiye’nin en tatlı acısı. Herkesi Şanlıurfa’ya davet ediyorum” ifadelerini kullandı.

Vali Şıldak’tan Akkor’a Teşekkür

Şanlıurfa mutfak kültürünün ilk izlerinden bugüne kadar değişimi çalışmalarını yakından takip eden Vali Hasan Şıldak da Şef Ömür Akkor’un çok önemli çalışmalar gerçekleştirdiğini belirterek Akkor’a teşekkür etti. Akkor’un Şanlıurfa’da kazı çalışmalarına katılmasının ve araştırmalarını dünya ile paylaşmasının önemine değinen Vali Şıldak, “Gerek Prof. Dr. Necmi Karul gerek Şef Ömür Akkor ve tüm kazı ekibi müthiş işler çıkarıyor. Olaya sadece bir kazı çalışması olarak değil tüm yaşamsal ve çevresel evreleri içerisinde koyarak geniş bir açıdan bakılması beni de çok heyecanlandırıyor. Her geçen gün yeni bir gelişme ile gündeme gelen Taş Tepelen Projesi’ne her türlü desteği sunmaya devam edeceğiz” dedi.